- gönül vermek
- бирелү
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
gönül vermek — 1) sevmek, âşık olmak 1934 te yepyeni bir Türkçeye gönül vermiş olan Atatürk, sonraki üç dört yıl içinde, daha ılımlı bir dil devrimine yönelmiş olabilir mi? T. Halman 2) bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelmek, eğinmek, meyletmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül — is., nlü 1) Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi. O. S. Orhon 2) mec. İstek, arzu Okumaya gönlün var mı? Birleşik Sözler gönül avcısı gönül … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyil vermek — 1) eğiklik sağlamak 2) mec. ilgi göstermek, gönül vermek Her dilbere meyil verme / Ya sevilir ya sevilmez. Erzurumlu Emrah … Çağatay Osmanlı Sözlük
huzur vermek — gönül rahatlığı, dirlik vermek, dinlendirmek Bu müzik bana huzur verdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarziye vermek — gönül almaya çalışmak, özür dilemek Yüzüme bakmadan bana tarziye verdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
pay vermek — 1) hisse vermek, bölüşmede bulunan parçalardan ayırmak Batı, beynini sömürdüğü insanlara kendi uyruklarına sağladığı konfordan pay verip gönül alır. H. Taner 2) mec. küçük büyüğe karşılık vermek, saygısızca davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
abayı yakmak — tkz. (birine) aşırı bir biçimde gönül vermek, tutulmak, âşık olmak Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı? O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEYLETMEK — Bir tarafa doğru eğilmek. Bir tarafa yönelmek. * Sevgisini vermek, eğilmek. Gönül vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eğinmek — e Gönül vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyletmek — e, der, Ar. meyl + T. etmek 1) Eğilmek 2) Gönül vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sevmek — i, er 1) Sevgi ve bağlılık duymak Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı. Ö. Seyfettin 2) Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir … Çağatay Osmanlı Sözlük